12 Eylül 1980 Darbesinin Faşist Paşası Kenan, Milletvekilliğimizi gasp ettiği gibi, üstelik 10 yıl da siyaset yasağı koymuştu bize. Darbenin gelişi ve 10 yıl siyasetten yasaklı olmamız yeni bir işe başlamamızı ve geçimimizi sağlamamız bir zorunlu hale gelmişti, zira milletvekili süresince bir birikim yapma olanağımız yoktu. Sosyal Demokratlar olarak fırsatlardan yararlanıp köşe dönmece bizde yoktu. Çocuklarımızın geçimini sağlamak için bir mühendis olarak boş durmamak ve geçimimizi sağlamak için hemen bir iş yapmak gerekiyordu, bende buna çalıştım. Yeniden, milletvekili olmadan önceki makamlarımı, bizi düşman gören darbe yönetimi bana asla vermezdi. Darbeci Kenan Evren gözünde biz CHP li sosyal Demokrat Milletvekilleri adeta vatan haini idik. Hele Alevi konularını Mecliste açıklayan ben…Merkez Komutanlığı’nda tutuklu olduğumuz günlerde de ,konmuş olan dinleme cihazlarına bakarak, “Kenan Evren gibi Yugoslavya’dan gelmedim ama Horasan’ın Türkistan’ın dan gelmek suç mu? “ “ Kimse benim kadar Atatürkçü olamaz “ diyordum.
Bu yasaklı dönemde yeniden sil baştan yaparak, yeni iş tutmağa giriştim ve İstanbul’a gidip, inşaat yapmak için kat karşılığı arsa aradım.
İstanbul- Avcılar’da kat karşılığı arsa bularak inşaat yapmağa başladım.
Arsa 850 metrekare Büyüklüğünde olduğu için, bizim CHP li Belediye, bulunduğu yerin imar durumuna göre, bunun ancak 550 metrekaresine inşaat verdi. Geri kalan 300 metrekarenin de inşaat yanında Otopark olmak koşulu ile belediyeye terk edilmesinde belediye ile anlaştık. Ben bu arsa parçasının OTOPARK yapılmak koşulu Belediyeye bırakılması muvafakatimi imzalayarak inşaata başladım (Nisan 1987).
İnşaat 5 kat ve 24 daire olarak projesine uygun olarak, hızlıca, başından ayrılmadan devam ediyordum. İnşaat kısa sürede 3. Kata gelmişti. 12 Eylül darbesinin sıkıntılarını atmağa çalışarak mühendisliğin üretme heyecanını yaşamağa başlamışken, bu kez de DİN Baronlarının Darbesi gelmez mi?
Sabah inşaatıma gittiğimde, park için terk ettiğim arsamın içine, kazı makineleri getirilerek açılan toprağa temel atılmakta olduğunu şaşırarak ve hayretle gördüm.
Bir sürü şalvarlı kırpık sakallı, takkeli temel açmayı keyifle izliyorlardı.
Durumu Avcılar Belediyesine ve arkadan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen’e bildirdim ve önlenmesini rica ettim.
Bütün çabama karşın Kamu kuruluşlarının, bu gece kondu cami yapımını durdurmağa güçleri yetmediğini gördüm. Temeli atılmış bu cami, kendi gücümle ancak 3 yıl durdura bildim. Sonun da kaçak olarak, Avcılar’ın göbeğinde bu kaçak gece kondu cami yapıldı ve adını da “Mevlana Camisi” koydular ve içinde namaza başladılar.
Benim hakkımı sorarsanız ben YÜCE DİVANA başvurdum.
Bakalım YARATAN nasıl karar verecek.