1978 CHP yeniden (11 Milletvekilini AP den transfer ederek) parçalı bir iktidar, Ecevit’te ikinci kez Başbakan oldu.
Daha önceki DP iktidarında, çırpınarak, didinerek köy hizmetlerini hedef alan yüklü bir program yaptırmıştım. Bunun, yıl içinde gerçekleşmesi amacını taşıyordum. Rüyama giriyordu bunu görmek. Sıkı takipçisiydim. Bu yüklü programı gerçekleştirecek bir enerjik müdür arıyordum. Partisi, siyasal düşüncesi benim için önemli değildi; ben çalışan, didinen biri olsun istiyordum. Amacım, Köylünün yolu, suyu, okulu, elektriği gelsin di. Halk bana güvenip, benden bunu bekliyordu. Ben daha çok yapma heyecanı içindeydim.
Bu sırada, bir akşam saatinde, evime 16 kişiden oluşan Erzincan’lı hemşerilerim geldiler.
Bunlardan anımdiyabildiklerim (Süleyman Vurdu, Haydar Boy, Mehmet Alptekin, Hasan Ağırgöl, H.İbrahim Erdoğan ve Müdür adayları Zeynel Erdoğan…)
İstekleri: Zeynel Erdoğan’ın Erzincan’a YSE Müdürü olarak atanmasıdır
Zeynel Erdoğan özel bir okuldan yeni mezun ve bir işyerinde park-bahçe sürveyanlığı yapmakta ve hiçbir deneyimi olmayan, tecrübesiz bir kişi. Yetersiz olduğu açıkça görülüyordu.
Gelen heyete, programladığım yatırımları Gerçekleştiremeyeceğini anlatarak, halka gidecek hizmetlerimi engellememelerini söyledim ve olmaz diye direttim. Bunların içinde Çayırlı, Tercan İlçe başkanları ve yönetimde üyeler vardı.
Yarı gece saat 24 olmuştu. Bunların tümü,”Bu adamı YSE müdürü yaptırmazsan biz buradan gitmeyeceğiz”diyerek direndiler, kabul etmediğimi görünce de yalvardılar.
Dayanamadım, programdaki yatırımları bitirme sözü verme koşulu ile olur dedim. Dedim ama sonunda da haklı çıktığımı görünce üzüldüm. Keşke Müdür yaptığım Zeynel başarılı olsaydı da, halkın hizmeti eksik kalmasaydı ve onu bana getirenler mahcup olmasaydı.
Ertesi sabah erkenden, Zeynel’i ve ağabeyi H.İbrahim’i alıp, YSE Genel Müdürü A.Köylüoğlu’na gittim. Genel Müdür Zeynel’i görünce şaşırdı.”Sayın Karsu, bu adamın bana getirmediği kalmadı; bu müdürlük yapamaz işleriniz aksar.”diyerek reddedince, ben olacak ta direndim. Genel Müdür kesin tavrımı görünce çaresiz kaldı ve personel müdürünü çağırıp,”Sayın Karsu çok ısrarlı, Erzincan YSE Müdürlüğüne Zeynel Erdoğan’ın atamasını yaz bana getir imzalayayım.” Talimatını verince, bende istemediğim bir yükü, üzerimden atmış oldum ama hiçte içime sindirememiştim. Ayrıca atama emrini de özel kurye ile Erzincan Valisine, gece evinde tebliğ ettirdiğim için Vali,”Sayın Karsu, bu adam bulunmaz birimi ki gece tebliğ edildi.”diye de sitem etmişti bir ara.
GELELİM SONRASINA: Atamadan 20 gün sonra, Refahiye-Yukarısütlü köyü Muhtarı Süleyman Boy, biri öğretmen 4 kişi ile evime gelip, yol-su ihtiyaçlarını bildirince kendisine,”Yeni YSE Müdürü gönderdim, ona git bu mektubumu da ver, senin tüm işlerini, bu yaz yapacak. Bana programlarımı bitirme sözü vermiştir.”diyerek Erzincan’a gönderdim.
Muhtar Süleyman Boy gittikten bir hafta sonra bana, “ağlayarak yazdım”diye bir mektup gönderiyor.” Karsu ağabey, mektubunu götürüp Müdür Zeynel’e verdik. Mektubu okuduktan sonra bize dönerek ,’benim Milletvekili mektubu ile iş yaptığımı size kim söyledi?’ Diye bizi kovmadan beter etti. Bize gönderdiğiniz ve işinizi yapar dediğiniz adam, Müdür değil bir canavar. Bu mektubu da size ağlayarak yazıyorum.” Mektubu alınca oldukça üzüldüm, o gece uyuyamadım dersem yalan olmaz.
Sabah hemen telefonla O aslan olmuş Müdürü aradım ve Muhtarın yazdıklarının doğru olup olmadığını sorunca,”evet doğru”demesin mi?
Baba dostu bir ailenin çocuğu olduğu için, oradan almadım, ama sahipte çıkmadım.
Demirel İktidarı gelince ve Ülkücüler egemen olunca, bu kahraman Müdür, YSE binasının penceresinden atlayarak ülkücülerden zor kurtulmuş.
Demirel İktidarının, sıra mühendisi olarak, başka İl’e atamasına da, beni neden göstermiş.
“Zeynel’i neden attırdın?” diyenlere, iftira ve yalanlarını söyledim.
O bana 16 elçi ile gelen ve müdürlük için yalvaran Zeynel Erdoğan, atamadan sonra kahraman olmuş, muhtarları kovmuş (muhtarın mektubu ektedir), halka yararlı olamamış ve Demirel iktidarı gelip, onu oradan atınca da, kusur benim olmuş.
Beceriksiz birisini, üstesinde gelemeyeceği bir yere atamada, elbet ben kusurlu sayıyorum kendimi.
Seçimlerde karşıma aday oldu ve aleyhime de çalışıp, Onu müdür yaptırdığımı değil de Erzincan’dan attırdığım yalanını söyledi utanmadan. Yaptıklarımı rahat ödedi.
İsmail Cem’in yamağı oldu. Dedeliğini ileri sürdü ama genel merkezde umduğunu bulamadı.
Böylelerini yazma hakkım yok mu? Hiç olmazsa HALK BİLSİN.
Ben de Onu Halka ve ULUDİVANA Havale ettim.
Anılarımı kanıtlayan Muhtarların Mektubu aşağıdadır. Okursanız iyi olur.