(Bu yazı 12 Ocak 2008 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştır.)
Bugün Molla iktidarının Alevileri kıskaca almasının nedenleri çok açık:
Devrim karşıtlarınca Ilımlı İslam ın gerçekleştirilmesi ve Şeriat düzeninin egemen kılınması, bu iktidarın ana hedefi ve temel amacıdır.
Bu amaca ulaşmanın karşısında üç temel öğe var: Kemalist TSK, Laik ve Devrimci Atatürkçü Alevi toplumu ve Medyada da Atatürk ün İlke ve Devrimlerine bağlı Cumhuriyet gazetesi.
Bin yıldan beri, bir türlü Sünnileştirilemeyen ve Cem evlerinden koparılıp Camiye getirilemeyen, daha doğrusu, Şeriat düzenine sokulamayan Alevilerin halledilmesi, bu Fethullacı iktidarın da baş sorunu haline geldi.
Horasan- Türkmenistan kökenli Alevi- Bektaşi Öğretisinin asırlarca ödün vermeyen çağdaş içerikli kalesini, çamurla kapatmağa çalışanların gücü buna yeter mi?
Maviye- Emevi ordularının başaramadığı, Abbasilerin beceremediği, Selçukluların üstesinde gelemediği ve Osmanlı’nın yok edemediği, asimile edemediği Alevi-Bektaşi Öğretisini ve buna bağlı kültürünü, buna uygun yaşantısını ve inanç yorumunu, bir hamlede, bu mollalar ılımlı İslam a nasıl çevirebilecekler.
Aleviler ne Şii’dir nede Sünni’dir, öğretilerine bağlı, laik ve Atatürk İlke-Devrimlerini özümsemiş olarak, çağdaş inançlarını, Cem evlerinde CEM lerini yürütmektedirler.
Bin yıl bu topraklarda yaşayan bu Türkmenlerin, Yavuz’un katliamı ve kelle korkusu nedeniyle, evlerde gizleyerek yorumladılar.
Cem’i ve Cem evini cümbüş yeri sayanlar, Cem ibadeti ile alay edenler, birkaç dedeyi ramazan çadırına alarak, asırlarca birçok baskı ve kıyımlara karşın bozulmamış, ödün vermemiş bir inanç kalesini, parçalamayı akıllarınca nasıl umabiliyorlar!
Şimdiye dek çok umanlar oldu, “ camiler kışlamız, minareler süngümüz, kubbeler mihverimiz, müminler askerimiz “ diyenlerin de çabalasın bakalım, yel kayadan ne koparır göreceğiz.
Alevi-Bektaşi öğretisinin Diyanet çatısı altına sığması olası mı? Hele bu öğreti Hacı Bektaş ve Atatürk aydınlığında harmanlanmış, kökleşmişse olasımıdır?
Dinle Bilimin çatıştığı yerde bilimden, Usla İnancın çatıştığı yerde Us tan yana olan Aleviler ve onların Dedeleri, Alevi toplumunun ibadet yeri olan Cem evlerini ibadet yeri kabul etmeyen ve Cem’i cümbüş sayan Diyanete nasıl teslim olabilirler?
Evrendeki ahenkle dönen yıldızların dönüşünü, Cem evinde yorumlayarak, “ ALLAH-ALLAH-HÜ “ deyip dönen ve Tanrı ile bir olmayı, birlik olmayı yaşayabilecekler mi?
Asırlarca topluma yol göstermiş, aydınlık olmuş gerçek Dedelerimizin buna kanmayacağına, ben inanıyorum. Gerçek olmayanlara da diyeceğim yok.
Alevilik İslam in kendine özgü, çağdaş, Emevi fitnesinden arınmış, değişik bir yorumudur. Bin yıldır Anadolu’da canlı yaşamaktadır. Bu inancın içinde İslam öncesi vardır, İslam sonrası vardır.
Bu yaşamanın sırrının gücü: Tanrı-Us-Bilim anlayış ve inanışından geçer.
Sekiz Bakanlık bütçesine eşdeğer bir harcama yapan ve yüz bin imam barındıran Diyanet, “ Bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” “Hayatta en gerçek mürşit bilimdir.” Diye biliyor mu? AKP ye gidecek dede bunun neresine sığınacak.
Anadolu Türkmenleri ( Alevi-Bektaşiler ) İnançları ile çağdaş yaşamak istiyor.
Madımak’ta yansa da, Pirsultan’lar gibi dara çekilse de kültürlerine sahip çıkacak ve ümmet toplumu olmayacaktır.
Aleviler Cem evlerini kendileri yapıyorlar, her toplum da kendi inancının giderini kendisi karşılamalıdır. Camilere ve imamlara devlet bütçesinden ( 8 Bakanlık bütçesi kadar) harcama yapılıyorsa, diğer inançlara da bu olanağın sağlanması gerekmiyor mu?
Diyanetten sorumlu Bakan Alevilere yeni elbise biçecekmiş, “Aleviler senin elbisene sığar mı?” Bari Onlara Gölge etme, başka ihsan istemezler.
Nurettin Karsu
15.-16. Dönem CHP Erzincan Milletvekili