1973 seçimleri gezilerinde, Kemah, İliç ve Kemaliye ilçelerinin Erzincan’la ulaşım olanaklarının olmadığını gördüm, kimseye de söylemeden kendime dert ettim ve Milletvekili olursam bunu nasıl çöze bilirim diye hep düşündüm. Divriği-Erzincan arasındaki FIRAT vadisinde, tren den başka bir ulaşım aracı yoktu. Günde bir tek TREN,o da 24 saat gecikme ile geliyordu.Halk hastası ,çocukların okulu,adliye,idari,iletişim ve ulaşım gereksinimleri açısından, şaşırmış bir durumda idi.Halk Tren istasyonlarında beklemeğe alışmış,kaderim budur sanıp bekliyordu.
Kimseden bir yakınma duymadığım gibi, bir istekte bulunanı da görmedim. Kader saymışlardı.
Demiryollarından geldiğim için, çözümü kolay bulabileceğimi düşündüm.
Liste başı seçilip TBMM’ne adım attığımda, FIRAT vadisi sorunu belleğimde idi ve kısa sürede çözeceğimi, mutlaka çözmem gerektiğini belleğime işlemiştim.
TCDD Genel Müdürüne gittim. Genel Müdür Ahmet Sarp’la aramız hiç de iyi değildi. Geçmişte kavgalı idik Kendisine durumu anlattım ve Türkiye’de birinci derecede tren’e ihtiyaç olan burası olduğunu dile getirdim. Buraya bir ARA-TREN konulmasının şart olduğunu rica ettimse de, Genel Müdür pek olumlu sinyal vermeyince, baskıyı artırdım.”Sayın Genel Müdür, bu treni koydurtmadan ben buradan ayrılamam. Ben seçmenime, haklı olarak söz verdim.’Kimseye söz vermemiştim’ Bu hizmeti hemşerilerime götürmekle kendimi görevli sayıyorum, Demir yollarından onların yararlanmaları doğal haklarıdır. Sizinle çözemezsem Başbakan’a gitmek zorundayım. Demir yollarını emek vermiş biri olarak, sorun burada çözülsün istedim.” Diye diretince sonuçta, Genel Müdür bu yararlı –BANLİYO TRENİ’Nİ kabul etmek inceliğini göstermiş ve bende daha önce ikramda bulunduğu, benimde işim olmadan içmem, dediğim çayını içerek, halka hizmet vermenin hazzını, kavga sonu birlikte yaşamış, mutlanmıştık.
TREN sabah 5–30 da Divriği’den kalkacak,9–00 da Erzincan’a varacak.
Akşam 17-30 da Erzincan’dan kalkacak, 21-00 da Divriği’ye varacak.
31 Mart 1974 günü işlemeğe başlamıştı tren. Halk bayram ediyordu. O gün büyük ihtiyaçtı.
İliç’e ve Kemah’a gittiğimde trenin üzerine halk “KARSU TRENİ” diye yazdığını gördüm ve mutluluğum katlanmıştı. O Trenle sanki ben uçuyordum.
HAKKIM DEĞİLMİ? Siz söyleyin!