TBMM ara tatilde, Erzincan’da Beyrut Oteli’ndeyim. Etrafımı sarmış birçok vatandaş var; akşam karanlığının başlayıp, lokantaların dolduğu bir sattı sanıyorum; bir hemşerim nefes-nefese gelerek, ”oğlum lokantada bir arkadaşı ile yemek yerken polis alıp karakola götürdü. Aman acele kurtar! ki dayak yemesinler “deyince nedenini sordum; anlattı “yanındaki masada oturan iki polisten biri,’Mustafa siz tavşan yer misiniz?’ diye sorunca, Mustafa da tavşana küfür etmiş. Vay, sen tavşana nasıl küfür edersin? Hadi karakola! Deyip götürmüş.”
Emniyet Müdürünü buldum, telefonla olayı kendisine anlattım ve “müdür bey merak ediyorum, acaba tavşan, ilgili polisin neyi oluyor? Böyle bir ceza verme, karakola götürme nerede görülmüş, vatandaşa bunu yapma gücünü nereden alıyor”şeklinde sitemde bulundum.
Emniyet Müdürü özür dileyerek, gereğini yapacağını söyleyince benim de tansiyonum düşmüştü.
Yarım saat sonra TAVŞAN KÜFÜRBAZLARI, çıkmışlar teşekküre geldiler bana. Tam da dayak yiyecekleri evrede, kurtarmışım, sevinçleri unutulur değil.
Yazmağa değmez mi dersiniz!