—Rahmetli Mustafa Üstündağ’ a Saygılarımla-
YIL 1974, Milli Eğitim Bakanı, ışık içinde yatsın, Sayın Mustafa Üstündağ.
Türkiye’de 14 adet, iki yıllık Eğitim Enstitüsü’nün açılmasının programlandığını öğrenir öğrenmez, kimseye duyumsatmadan, akşam saat 19–20 sularında bakanlığa gittim.
Bakanlık Makamına girince, Sayın Üstündağ’ın ilgili konu üzerinde çalışmakta olduğunu görerek, bir tanesinin Erzincan’a verilmesini ısrarla rica da bulundum. Üstündağ, Erzincan dan da büyük illerin olduğunu, bu nedenle veremeyeceğini açıkça belirtince, ben daha da ısrar edip,”Ben Erzincan’da oylarımızı ikiye katladığım için bu hakkı kendimde görüyorum.”diyerek ve birazda yüksek sesle, dargınlığımı belirtip, makamı terk ettim.
Aynı gece evimde yatarken, gece saat 03 sularında telefonum çalınca telaş içinde uyandım ve telefonu alınca karşımda ‘alo’ diyenin Sayın Üstündağ’ın olduğunu görünce şaşırmıştım.
Gece saat 03 de beni uyandıran değerli insan Sayın Üstündağ bana,”Sayın Karsu, düşündüm-taşındım, okulun bir tanesini senin hak ettiğine kani oldum. İki yıllık Öğretmen okulunu sana veriyorum. Hemen telefonla hemşerilerine bildir ki, kimse sahiplenmesin. Gecenin bu saatinde sana bildirmemin nedeni de bu “diyerek beni mutlu kıldı. Erzincanlıların Rahmetli Üstündağ’ı unutmamaları için, bu anıyı yazmakta kendimi, Sayın Mustafa Üstündağ’a karşı, borçlu saydım.
Bu okuldan mezun olan öğretmenlerin çoğu, hep bana karşı oldular. Onu da anlayamadım.
IŞIK İÇİNDE YAT DEVRİMCİ ÜSTÜNDAĞ Emi!