Sözde Alevi Açılımını amaçlayan Alevi Çalıştayını tertipleyen AKP İktidarının, seçime bir yıl bile kalmadığı halde, acele edip referanduma gidişinin ve telaşının asıl nedeni birkaç yüksek yargıç. Başbakanın deyimiyle: Dedelerin atadığı(!) yargıçlar. Onurlu, saygın, ödünsüz ve vicdanlarından başka kimsenin etkisinde kalmayan ve bu iktidar sözünü dinlemeyen bu yargıçları içine sindiremeyen Başbakan, bunları bertaraf etmek için tüm olanaklarını kullanmayı göze aldığı anlaşılıyor.
Bektaşi fıkrasını bilirsiniz:
Ülkede kuraklık, halk susuz, tamda ramazan, bir damla yağmur düşmez. Önde hocalar halkla toplu halde yağmur duasına çıkılır. Kasabanın dışına çıkan ahali ve hocalar ne görsünler; çayın kıyısında, söğüdün altında Bektaşi oturmuş demleniyor. Bektaşi’yi görünce çıldıran hocalar Bektaşi nin üzerine yürür, (Kâfir, zındık herif senin bu günahkâr davranışın yüzünden rahmet yağmıyor.) der Bektaşi’yi linç etmeye kalkar. Bektaşi: İsteğiniz ne, yağmur mu? Bekleyin der ve söğüdün daldasına (arkasına) geçer ve donunu çıkarıp derede ıslatıp çalıya asar, oturur.
Çok geçmeden gökyüzü bulutla dolar, şakır şakır şiddetli bir yağmur, herkes şaşırır.
Hikmetini soranlara Bektaşi, (Yukardakinin kavgası benimle, O nun derdi, o donum kurumasın diye kıyamet koparıyor.) diye yanıtlar.
Bu İktidarın derdi de Referanduma sunulan paket değil, yüksek yargıdaki bir veya iki Alevi yargıç. Çünkü onlarda Cemaat emriyle atanmış olmayan Atatürkçüler.
Ya şu ABF nin kurucusu olduğu Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ve birkaç yol Düşkünü olmuş Alevinin evet’e kalkışmasına ne dersiniz?
Bu ara bir merak sardı beni: Acaba Gürcistan’dan Türkmenlere ne gözle bakılıyor, haklı olarak merak etmeye başladım.
Hünkâr Hacı Bektaş Veli: Bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Öyleyse HAYIR.
Nurettin Karsu
15.-16. Dönem Erzincan Milletvekili