Asırlardan beri ‘Emevi İslamı’ uygulayan egemenlerin derin bir çabaları ve yenemedikleri hırsları vardı: Nasıl edelim de, Öz Türkçesiyle özgün inancını/yaşam algısını yorumlayan ve dillerinde Arapçayı/Osmanlıcayı kullanmayan bu Alevileri Camiye sokalım?.. Buyruk veren egemenlere ve dönemin Diyanet İşleri Başkanlarının İslamı algılamalarına göre, zaman içinde bu çaba, bazen ılımlı görünümlü bazen ise kavgalı ve sert olmuş, acılar yaşanmıştır.
Hallacı Mansurlara, Nesimilere, Şeyh Bedrettinlere, Pir Sultanlara, Yunus Emrelere ve sonrasında da Dersim, Maraş, Çorum ve Madımaklarda uygulanan kıygılar (zulümler), hep bu ‘egemenlerin inanç hırsı’yla meydana gelmiş… Egemen görüş, ilerici, aydın İbni Rüşt’ü, İbni Sina’yi değil, bilimi öteleyen tutucu İmam Gazali’yi alkışlamış!
Ancak; Emeviler, Abbasiler, Selçukiler, Osmanlılar ve ardılları, her türlü çaba, baskı ve kıyıma karşın Alevileri camiye sokma başarısını bir türlü gösteremediler.
Şimdi ise: Gözümüz Aydın!.. Egemenlerin yüzyıllarca uğraşıp da beceremediği bu iş, iki hoca efendinin iyi niyet çabası sonucu halledilmiş oldu(!).. Emevi İslamının zaferiyle sorun çözüldü(!)..
‘Ağaç peygambere gitmezse, peygamber ağaca gider’ özdeyişine de uygun olarak, ‘Alevi Camiye gitmiyorsa, ben de Cemevini Camiye götürürüm’.. Böylece Alevi de Cemevi’siyle Camiye girmiş olur… Alevi, Emevi İslamına uymuş olur… Cemevi de yasallaşmış olur(!)..
Bakalım bu duaya kaç Alevi ‘Allah Allah!..’ diyecek?.. Bunu da buluşu yapan Dede İzzettin Doğan’a sormak gerek!..
‘Alevi dedesiyim’ diyen birine , zorla cami/cemevi yapmaya çalışmak, Alevileri birbirine düşürmek, sokaklarda gençlerin birbirlerine düşman hale getirilmesine neden olmak yakışır mı?..
Gel de Pir Sultan Ne Demiş: Dönen Dönsün, Ben Dönmezem Yolumdan!..
O yol, bin yıllık bir Töre: Ya Allah, Ya Muhammet, Ya Aliii… Diyerek gidilen Akıl ve Bilimin aydınlık yoludur.
Müh. Nurettin Karsu (15.-16. Dönem Erzincan Milletvekili)