Erol Çevikçe’ye Yazdığım Mektup
Değerli Çevikçe,
30 yıllık bir arkadaşlığımız var geride. Buda, herhalde hafife alınır sayılmaz sanıyorum.
Gönderdiğin yazıda,doğruları söylemek karakterimdir.diyorsun. Bende katılıyorum bu savına. Bu özelliğinden yararlanarak, telefonda da konuşma olanağı bulamadığım için, ancak aygıtla sorup öğreneyim dedim. Sen nasıl karşılarsın bilemem. Umarım gene kızmaz ve de hafife almazsın. Çünkü geçmişteki bir olayı öğrenmek istiyorum, haklı olarak.
İstanbul -Avcılar da bulunduğum ve inşaatımın başında çalıştığım bir sırada, CHP İlçe Yönetimi evime gelerek,Genel Merkezle anlaştık, Küçükçekmece belediye başkan adayımız olmanı istiyoruz diyerek sizin ve Baykal’ında bu istekte olduğunuzu ifade ettiler. Hatta telefonunuzu açıp bana uzattılar. Sizinle konuşmamın ilk tümcesinde siz ‘yahu Karsu hala duruyor musun, çalışmağa başlamadın mı?’Demiştiniz. Ayrıca tam bu sırada İl başkanı Mustafa Özyürek de telefon açarak hayırlı olmasını diledi.
Ertesi gün müracaatın son günü oluyordu, hazır paramda yoktu. Beni gelen yönetim ikna edince, kardeşimden para alarak, son gün, örgütle birlikte resmi başvurumuzu yaptık.
Çalışmalar devam ederken, örgüt de bir duraklama gördüm. Sebebini sorunca (Genel Merkez aday değiştirdi. Çevikçe’nin mimar bir arkadaşını aday yapıyorlar, sizden vaz geçmişler.)cevabını aldım.
Partili arkadaşlar gece bir otobüsle Ankara’ya geldiler, yanlışın düzelmesini istediler, ama ne siz nede Baykal onları dinlemediniz bile. Arkadaşlar beni, acele uçakla Ankara ya çağırdılar, geldim. Ama iki eski arkadaşımın kabulüne mazhar olamadım ve kapılarından içeri bile girip görüşemedim.
Deniz’e İl Başkanı ve kurultayda yatığım yardımın karşılığı bu olsa gerek dedim.
Belediye başkanı yaptığınız kişinin, ne mal olduğunu sizde gördünüz. Size yakınlığını hala söyleyenler var, ben çözemedim.
Eğer siz ve Baykal engel olmasaydınız, sonraki seçimde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kolayca alırdım ve Recep Tayyib’de bugün Türkiye’nin başına gelemezdi. Zira Nurettin Sözen’in başarısızlığı, İstanbul seçimlerini kaybettirdiği bilinen bir şey.
Benim hep doğruları söylemem, hayatta hep aleyhime oldu, ama ben vicdanen rahatım.
Siz ve Deniz Bey bana, adaylığını koy dediğiniz halde, arkamdan Mustafa Kulu bakan yapıp gönderdiniz ve kaybetmem sağlandı.
Bütün bunlara karşın, yine de Deniz Bey’e olumlu yaklaştım; ama onun nedense bana karşı olumsuz düşündüğünü biliyordum.
O da sizden ileri geliyordu.
Sizi de geç öğrendim. Orasını anlayamadım. Çünkü zekânızın gücünü biliyorum.
Dostum, içimi döktüm cevabını alırım diye. Umarım sizi üzmedim. Selam ve saygılar.
Nurettin Karsu-CHP 15.-16.Dönem Milletvekili.
Çevikçe’nin Mektubuma Cevabı
Sevgili dost,
O kadar çok yanlış yaptık ki, çoğunun arkasındakileri bu gün anımsamak hiç kolay olmuyor.
O kişi yi anımsadığım kadarı ile kitle örgütleri son anda partiye zorlamıştı. Hepimizi mahcup rtti. Ancak kendisi de son derece üzücü olaylar yaşadı ve sanıyorum yaşamı tükendi, perişan oldu. Artık su geçmişle uğraşmaktan hepimiz kurtulmalıyız. Sen her zaman gerçeklere uymayan ölçüde dürüst ,yürekli ve açık bir tutum aldığın için elbette hep haklı oldun .bu gün de öyle ,ancak gerçekler her zaman hepimizi alt ediyor. Büyük ideolojiler bile tarih içinde silinip gittiler. Daha 20 yıl öncesi düşündüklerimiz ,söylediklerimiz hatta inandıklarımız, bu gün genç kuşaklara saf saplantılar gibi geliyor. Haklı olduğumuzdan hiç kaygım yok. Toplumsal olaylar değişimin hızına göre gelişiyor. Her olay yerinde ve zamanında anlam taşır. Bu hiç değişmez.
Sevgi ve saygılar.
Erol çevikçe