1977 yılı Diyanet Başkanlığı Bütçesi, 25/12/1976 günü TBMM Bütçe Komisyonunda görüşülüyordu. Bu konuda benim söyleyeceklerim herkesten çok olmalıydı.
8 Bakanlığın Bütçesine denk gelen bir bütçeden, 25 milyonu aşan bir vatandaş kitlesi yararlanamirorsa, bunu Meclis Kürsüsünde dile getirme görevinin bana düşmesi doğaldı.
Bu konuları yıllarca TBMM de dile getirmek kimsenin aklına gelememişti, kolayda değildi. Bu sakıncalı konuya ( Diyanet ve Camilere ayrılan paraya) el atmak ve bu bütçeden Alevi ve diğer vatandaşlar neden pay düşmediğinin hesabını sormak, o sıralarda oldukça zordu.
Diyanet Başkanlığının aldığı, 8 Bakanlık bütçesine eşdeğer kaynaktan yalnızca Hanefi Diyanetinin yararlanması, Adalet Ölçülerine ters düştüğü için, beni rahatsız ediyordu. Başkalarının ses çıkarmaması beni ilgilendirmiyordu.Birileri rahatsız olacak diye, ben görevim gereği konuşmamdan geri çekilemezdim.
Söz alarak, Diyanet Başkanlığına bütçeden verilen bu paraların Hak ve Adalet ölçülerine uymadığını, halktan toplanan vergilerin adaletli dağılması gerektiğini söyledim ve Diyanet Başkanlığına,”Alevi’lerin inançlarını kolayca yapmaları konusunda, yasaklamalardan başka, ne gibi yardımlar yaptınız, bunların vergileri size haram değil mı?” diye sordum.
Konuşmam molla gurubunu çok tedirgin etmişti. Başkana bağırarak” Başkan bunu nasıl konuşturuyorsunuz, neden söz veriyorsunuz, böyle konuşulur mu” beni susturmak isteyenler çoğunluktaydı, ama ben içimden geçeni söyledim, gerçekleri dillendirdim.
Sitem Ana sayfasında tam metni bulunan bu konuşmamdan sonra yerime oturduğumda yanıma gelip, bu konuşmam nedeniyle, beni kutlayan İlahiyatçı Senatör Doç. Dr. Bahriye Üçok’un, bana gönderdiği belgeyi, bu yazımın altına bir onur belgesi olarak ekliyorum.
Konuşmamın doğruluğunu ve haklılığını, Şehit edilen Sayın ÜÇOK’UN yazısı kanıtlamaktadır. Işık içinde yatsın.
<iframe width=”420″ height=”315″ src=”http://www.youtube.com/embed/KGkHKcIr5tg” frameborder=”0″ allowfullscreen></iframe>