1952 yılının haziran’ında ancak 3 kişi mezun olabildik. Mecburi hizmet yükümlülüğüm olduğu için, Kırıkkale Fabrikalarından istenmeme karşın, ben DSİ yi tercih ederek oraya başvurdum. Mühendis gereksinimi çok olduğundan, istediğim Denizli’ye atamam hemen yapıldı.
Düğünümü Aydın-Umurlu’da yaptıktan sonra, eşim Leman’la birlikte Denizli’ye giderek, Ekim 1952 de DSİ de göreve başladım. Lojmanı olmadığı için, Denizli’yi sevmeme karşın, Aydın-Nazilli şubesini istedim ve 1953 yılbaşında DSİ de devam ettim.
Denizli de ki kısa çalışmamda Çivril’de yapılmakta olan Işıklı Göletinin kontrolluğunu da yapmıştım.
1973 yılı sonunda askere giderek 39. Dönem Yedek Subay Okulunu bitirince, çektiğim kur’a da, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhına atandım. Burada 3 ay tekerlekli araçlar bölümü müdürü vekili olarak (müdür Binbaşı raporlu olduğundan) çalıştıktan sonra, mühendis ihtiyacı nedeniyle, Bakanlar Kurulu Kararı ile DSİ de Yedek Subay olarak görev yapmam kararı bana iletildi. Böylece 1 yıllık Asteğmen ve Teğmenlik süremi de DSİ Ankara 5. Bölge ve Kayseri Baş müh.şübesinde yapma olanağına kavuştum. Orada DAMSA Barajı kontrollüğü de yapmıştım.
Terhisten sonra da isteğim üzerine Aydın- Kemer Barajı’na atandım ve orada Barajın bittiği 1958 Nisan’a dek çalıştım ve sonunda Genel Müdür Süleyman Demirel’le kavgamızdan sonra ayrılmak zorunda kaldım.
GÖLET OLAYI:
Kemer Barajında çalışırken, Mart 1957 akşamüzeri, DSİ Genel Müdürü Süleyman Demirel’den bir acil telefon emri: “ Çivril Işıklı Göleti, bahar su taşkınları nedeniyle taşmak ve tüm tarlaları basmak üzeredir. Kapakları ilgililer açamadığı için tüm köylüler bizden yardım beklemekte ve göletin başında geceden itibaren beklemektedirler. Gölet patladığı takdirde binlerce ekili arazi su altında kalacağı için, çok acilen çare bulunması ve sonucu da Uşak iline gidilerek telefonla bana bildirilmesi rica. DSİ GEN. Md. S. Demirel.” Zira gölete en yakın telefon Uşak’ta bulunabileceğini Demirel biliyordu.
Telefon akşamüzeri saat 17.00 de Kemer Barajına yani bana gelmişti.
Hemen ekibimi ve ekipmanımı fazlasıyla alıp yola koyuldum. Tüm gece durmadan, o zaman yapılmamış yolları ve dereleri büyük zorluklarla geçerek, sabah güneşi ile birlikte Gölet’e vardık.
Orada bekleyen yüzlerce köylü, bizi görünce sevinçlerinden nerdeyse uçuyorlardı.
Gölet Regülâtörünün üzerine vinçleri yerleştirip kapakları yukarı çekmeye başlayınca alkıştan kıyamet kopuyordu.
Kapak açılmış sular boşalmağa başlamıştı. Köylüler beni ve ekibimi durmadan alkışlıyordu çok mutlu olmuşlar ve bir felaketten kurtulmuşlardı. Benim sevincim de onlardan aşağı kalmazdı. Çok önemli bir işi başarmıştık.
İş bitince doğru Uşak postanesine; S.Demirel’e durumu bildirince O da çok mutlu oldu, bekliyormuş.
Böylece Işıklı Göletini ve binlerce ekili araziyi kurtarmış oldum.