14) TBMM’de Günlerce Sağlanamayan Çoğunluk

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından önceki günlerdi. Ortam oldukça karışık ve duyarlı günler yaşanıyordu. Doğal olarak herkesin gözü TBMM’de idi. Ama meclis bir türlü, çoğunluğu sağlayıp, toplanamadığı için de, her yerde eleştiriliyor ve bizde halkın içinde olduğumuzdan gerekli payımızı alıyorduk. Halkın içinde olmayanlar için ise bu söz konusu olamazdı; öyleleri rahattı.

Meclis toplantı günleri ve saatini beklerken, yapılan yoklama sonucu çoğunluk olmadığı saptanınca çalışmalara başlanamıyordu. Bu durum günlerce devam edince, biz dört arkadaş buna bir çare düşündük ve Genel Kurul Salonu’nda “Devamsızlığı Boykot” amacı ile 24 saat oturma kararı aldık. Düşünceyi Tokat Milletvekili Cevat Atılgan’la ikimiz oluşturduk, yakınımızda olan diğer iki arkadaşa açıklamamız üzerine onlarda bize katılmış oldular.

Nurettin Karsu ( Erzincan Mv.), Hasan Çetinkaya (Erzincan Mv.), Cevat Atılgan (Tokat Mv.), Osman Ceren (Ankara Mv.) olarak dört arkadaş, TBMM’nin çalışması gereken saatte:

10 Temmuz 1974 günü Saat 15 00 da Salondan kalkmayarak eyleme başladık. Amacımız TBMM’nin çalışmasına çok ihtiyaç duyulan ve olağan üstü koşulların egemen olduğu bu günlerde Meclisi çalıştırmaktı. 24 saat Genel Kuruldaki yerlerimizden kalkmadan direndik. Bu eylemimiz, partimiz büyükleri de dâhil, kimsenin hoşuna gitmedi.

Ertesi gün, muhalefet gazetelerinin, bana karşı iyi niyet(!) leri gene kabarmış olsa gerek ki,  bu kutsal görev eylemini, resmimi de basarak, “Anarşiyi bu kez de Meclise sokan Nurettin Karsu marifetine gülüyor” fotoğrafımın altına yazmışlardı. Onunla da kalmamış Meclisin en devamlı üyesi olduğum halde, KİT komisyonunda olduğumu, bildikleri halde iki gün devamsız olduğumu yazmışlardı. Amaçları bu eylemin elebaşı olan beni yıpratmaktı. Kaldı ki haftalarca toplanamayan Mecliste, ayda 2 gün devamsızlıktan söz konusu bile edilemezdi.

Bu eylemimiz sonunda ertesi günü bizim 24 saat dolmak üze iken, Milletvekilleri de Meclis Genel Kuruluna girmeye başladı ve çoğunluk ta sağlanmış oldu.

Gece Meclise ve Yanımıza gelebilen gazeteci Mete Akyol açlığımızı gideren ve bizden mesaj alan tek gazeteciydi. Köftelerinin kokusu hala burnumda ve belleğimde canlıdır.

Aldığımız birçok kutlamanın yanında Harp İş Yönetim kurulunun Kutlama telgrafını da kanıt olarak ekliyorum. Kürsüden “Emeğin hakkını verelim” dediğimizde, aşağıdan “Moskova’ya Moskova’ya” diyen tepkileri hiç unutmadım. Sora Moskova’ya o bağıran zenginler gidip çok para kazandılar.

TBMM de çoğunluk temini için oturum potosto kutlanmam

tercuman-gazetesi

tbmm çalışma teşekkürü