Buyruğundaki Diyanet’le, hakkında fetvalar vermeye çaba gösterdikleri Alevileri, acaba ne yapmak istiyor AKP?.. Adıyaman’da, Didim’de evleri işaretleyenler, Erzincan/Avcılar köyünde duvarlara ‘ kafir Aleviler hepinizi yakacağız ’ diye yazanlar, yeni Maraş’ları, Madımak’ları anımsatıp da korku mu salmak istiyorlar?..
12 Eylül’ün hesabını sormaya yeltenenler(!), Çorum’un, Maraş’ın, Sivas’ın, Gazi Mahallesi’nin hesabını sormaya gelince yan çizdiler.
Alevi/Bektaşilerin, Anadolu’dan Balkanlar’a dek uzanarak öğretilerini yaymalarına karşın, Emevi-İslam iktidarları, Alevi- Bektaşi’leri ‘İslam karşıtı’ olmakla sorgulayıp, suçlayarak defalarca kırımdan geçirmişlerdir.
Horasan/Türkistan’dan kalkarak, yaylalardan, patika yollardan geçip, savaşımlar vererek Anadolu toprağına ekilen Türkmen Kızılbaşlar/Aleviler, inançlarıyla da bu topraklarda harmanlanınca; karşılarında, Peygamberi içselleştirmemiş Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye’nin, Peygamber soyunu yok ederek ve O’nun ilkelerinden saptırarak egemen kıldıkları Emevi İslamı ile karşılaştılar. Doğal olarak, Peygamber Evlatlarına ve Soyuna Muaviye’nin uyguladığı vahşeti –zulmü içlerine sindiremeyen, onun matemini tutan Alevilerin, bu Emevi İslamı ile inanç birliği içine girmesi olanaklı değildi.
İşte bu nedenlerden ötürü Anadolu Alevisi; Peygamber Soyuna da saygılı Özgün İnancı ve Öğretisini, yüzyıllarca zulme ve çile çekme pahasına, ödün vermeden yorumlayarak bugüne dek gelebildi. Ezildi ezmedi, yakıldı yakmadı, ne Dinci oldu ne de Kinci… Bilimle Dininin, Usla (Akılla) İnancın ayırdını bilerek yaşadı. Onun öğretisindeki düşman; Kindir, Yoksulluktur, Yolsuzluktur, Adaletsizliktir, Zulümdür… Dostu da; HAK’tır, Sevgidir, Adalettir, Hukuktur. Kıblesi ise İNSANDIR!..
Alevi Çalıştayları yaptırıldı, umulan beklendi.. ‘Galiba bu kez inançlarımızı özgürce yaşayacağız’ diyenler de sonunda hayal gördüklerini, aldatmaca olduğunu üzülerek gördüler. Benim de katıldığım O toplantılardaki konuşmalarımız ve umutlar(!) boşa gitti. Zira, o Çalıştayların amacı, duyumsatmadan Alevileri yumuşak bir geçişle Arapça’yla da bağ kurarak, sünnileştirip Camiye sokmaktı. Başarılamadı..
Alevi öğretisindeki yakarışların, tüm İbadetlerin Öz Türkçe olduğunu bile bilmiyorlardı. Bir bilmedikleri daha vardı: Emevi’lerin, Abbasi’lerin, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın ve Cumhuriyet’in, Cemevi’nden ayıramadığı bu Türkmen Kızılbaşları, Camiye nasıl gönderecekti acaba AKP?.. Sınadı, ama o da öncülleri gibi başaramayınca, işi (4+4+4) le Diyanet’e, yani Ebu Suud ardıllarına havale etti.
Evet; bundan böyle, Milli Eğitim Bakanın da medyada ifade ettiği gibi, Alevi çocuklar da anlamadan din öğretimi adına, Arapça harflerle tanıştırılarak Cemevleri unutturulmuş ve Sünnileştirme sağlanmış, böylece asimilasyon süreci de başarıya ulaşmış olacak (!)..
Enel Hak’cı Hallacı Mansur’un, Nesimi’nin, Pir Sultan’ın, Yunus’un ve Pir Hacı Bektaş’ı Veli’nin temsil ettikleri Alevi Öğretisini Diyanetin çatısı altına sığdırmak olanaksız olduğundan Cemevi de Camiden ayrı bir ibadet hane olarak devam etmektedir. Bunlara karşıt değil kardeş gözü ile bakmak inançlara saygının bir gereğidir. Cemevlerini içine sindirememenin bir nedeni var mı?
Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Alevileri tam bilmediklerini medyada itiraf etmişti. Bu bilmezlik halen devam ettiğinden, Diyanet Başkanları ‘Cemevi, Caminin alternatifi değildir’ fetvalarını verirken, yurt dışındaki söyleşilerinde de Hacı Bektaş Dergâhının Alevilere verilmesini nasıl olduysa dile getirebildiler. Tüm çaba; Diyanet’in, kendini ‘Dede’ sayan bazı yozlaşmış kimilerini de yanına çekerek, Alevilerin Emevi İslam ile şekillendirilmesidir.
Yanmadan aydınlığa çıkılmaz… Ama defalarca yanan Alevilerin aydınlığı AKP’den beklenecekse, vay onların haline…
Amerika’da otellere, lokantalara sokulamayan siyah tenliler Cumhurbaşkanı oldu. Ancak, Türkiye’deki 15-20 milyon Türkmen/Alevi’den bir vali, bir müsteşar, bir genel müdür bile yapılmadı. Bu ayrımcılık, bu insafa sığmaz tutum hangi ilke ile-hangi demokrasi ile, hangi hukuk ve insan hakları ile bağdaştırılabilir?..
90 bin Camideki 120 bin imamın maaşını, Alevilerin de verdikleri vergilerden sağlayan ve ‘adaletçi’ olduğunu söyleyen AKP; Alevilerin Cemevlerini ibadethane olarak hala tanımamakta ve ‘Ötekileştirmeyi derinleştirme ’ye’ de ne yazıktır ki devam etmektedir. Adalet mi bu?
Osmanlı’nın, şiirlerini 500 yıl yasakladığı Yunus Emre’nin, ‘ 72 ulusu bir gözle görmeyen, Şer’in Evliyası olsa da gerçeğinde ASİ’dir!..’ sözüne günümüz bölücüleri ve Kincileri ne buyurur acaba?..
Türkiye bugün Aydınlıkla Karanlığın Kavgasını yaşıyor.
Nurettin Karsu (15.-16. Dönem CHP Erzincan Milletvekili)